İkinci partı paylaşmanın haklı gururunu yaşıyorum. Bu partın ilginç yanı doğaçlama kıyafetler kullanmamızdı. Avrupa' nın evine bir valiz ve kocaman bir çanta ile gitmiştik. Onun bir oda dolusu dolabı ile birleşince gözüm karardı. Ne giysek, ne taksak, kafamızda tasarladığımız her şeyi şaşırdık o an. Elbise seçsek takı, çorap her şeyi o an karar verdik. Evdeki hesaplar çekime uymadı :) Buna Avrupa' nın çorapları da dahil. Israrla renkli çorap verdik eline, sonuç karşınızda. Renkli çoraplar Avrupa' nın sürekli patlamış enerjili haline de ayrı yakıştı bence. Bileziklerse son rötuş oldu diyebiliriz.
Asya olarak üzerimdeki elbiseden bahsetmem gerekirse, vintage diyebileceğim bir parça. 20 li yaşların başında olmam ve elbisenin 5 senelik olması bana bu hissi veriyor. Ahh elbisem benim ilk eserim, kendim tasarlamıştım, çizmiştim ve abimin düğünü için diktirmiştim. O zamanlar kabarık fiyonklu bir de kuşağı vardı. Gel gelelim o zamandan beri giymemiştim. Çekim bize tozlu sandıklar açtırıyor tabiri caizse :)
Bu arada Avrupa, kelimeleri çok güzel kullanıyor postu berbat etmek üzereyim. En iyisi ben susayım da fotoğraflar konuşsun!
Asya♥
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Kafamda soru işaretleri?